Davutoğlu haftalık değerlendirme toplantısında konuştu: ‘’Bahçeli, Erdoğan’ın liderliğini sınıyor’’
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, haftalık değerlendirmelerini sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı video ile bildirdi. Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, AK Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal’ın tepki çeken “Maalesef bir kültür devrimi olarak Cumhuriyet, bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir” sözlerine verdiği sert yanıtı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuya ilişkin suskunluğunu işaret ederek “Bahçeli’nin verdiği mesaj açıktır: Adayımız belli ama, bu adayın üzerindeki vesayetimiz de devam edecektir; o adayın en yakın çalışma arkadaşlarına en ağır ifadelerle ayar veririm, ama onun gıkı çıkmaz, çıkamaz” ifadelerini kullandı.
Davutoğlu’nun açıklamalarında şu ifadelere yer verdi;
“Cumhuriyetimizin 99. Yıldönümünün arefesinde haftalık değerlendirme için huzurunuzdayım. Yarın kutlayacağımız Cumhuriyet Bayramımızı tebrik ediyor, Cumhuriyetimizin banisi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, şehitlerimizi ve son 99 yıl içinde ülkemizin bağımsızlığı, milletimizin huzur ve refahı için çaba sarf etmiş bütün geçmişlerimizi rahmetle anıyorum.
‘KRİTİK BİR EŞİKTEYİZ’
Geleceğimizi belirleme açısından son bir asrın belki de en kritik yılına giriyoruz. Kritik bir eşikteyiz. Ya Cumhuriyetimizi insan hak ve özgürlükleri temelinde gerçek anlamda kurumsallaşmış bir demokrasi ile taçlandıracağız, ya da insan hak ve özgürlüklerini göz ardı eden, dar bir grubun çıkarlarını gözeten ve devlet bekasını buna göre tanımlayan otoriter bir yönetim ile ne kadar süreceği kestirilemeyecek karanlık bir tünele gireceğiz. Önümüzdeki yıl yapılacak seçimler sadece kişiler ve partiler arasında değil farklı siyasi zihniyetler ve sistemler arasında bir seçim olacak. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi şemsiyesi altında buluşarak toplumu kutuplaştıran ve ülkenin kıt kaynaklarını yolsuzluklarla dar bir zümreye aktaran otoriter muhafazakarlık, otoriter milliyetçilik ve otoriter laiklik bir tarafta, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile kapsayıcı ve katılımcı demokrasiyi insan hak ve özgürlükleri temelinde