Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, 2018 yılında ülkenin binlerce yıldır karşı karşıya kaldığı mutlak yoksulluk problemini kendi kuşağının çözmesinin büyük bir zafer olacağını söylemişti. Bugünlerde birçok kişi yeni tip koronavirüs salgının bu amacı zorlaştığına inanıyor.
Salgından bu yana Çin’deki üretim büyük ölçüde sekteye uğradı ve bu dünya piyasasını derinden etkiledi. Reuters tarafından 3-5 Mart tarihleri arasında yapılan bir ankete katılan 40 ekonomist Çin’in ilk çeyrek büyümesinin yüzde 3,5 olacağını savunurken, Financial Times’a göre süreç içerisinde 20 bin küçük işletme faaliyetlerini askıya almaya zorlandı. Financial Times’ın anketine katılanların yüzde 32’si de ilk çeyrek gelirlerinde yüzde 80’in üzerinde düşüş bekliyor.
Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in de belirttiği üzere ülke genelinde yoksul hanelerin üçte ikisinin geçimi ailedeki bir işçinin omuzlarına yüklenmişti. Koronavirüs salgı ve beraberinde gelen seyahat kısıtlamaları elbette 27 milyon kayıtlı yoksul işçilerin üzerinde büyük bir ekonomik baskı yarattı. Hükümet şubat ayının ortasından bu yana kitlesel şekilde işten çıkarmaları dikkatlice izliyor ve önlenmeye çalışıyor.
KÜRESEL PİYASALAR DA ŞOK YAŞADI
Bu koşullar altında yoksulluğun tamamen ortadan kaldırılmasının uygulanabilirliğini sorgulayanların güçlü bir argümanı var çünkü ekonomi ve dolayısıyla istihdam günümüzün küreselleşmiş iş dünyasında dış ülkelerle ile yakından bağlantılı. Koronavirüs sadece Çin’in dışına taşmakla kalmıyor aynı zamanda küresel piyasalara da zarar veriyor. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dow Jones borsası bir hafta için dibe vurdu. Bu Amerikan borsalarının 2008’deki mali krizden bu yana yaşadığı en büyük şok olarak kayıtlara geçti. Bu sebeple yeni tip koronavirüsün artık her şeyi kapsayan bir konu haline geldiğini kabul etmeliyiz.
Koronavirüs bugünlerde ülkenin her yönünü sallarken bunun geçici bir sorun olduğunu ve hükümetin geleceğe baktığını da hatırlamamız gerekir. Neticede yeni tip koronavirüs tıpkı SARS krizi uzun vadede Çin’in gelişim yolunda bir virgül olarak hatırlanacak. Şu anda hastalığa odaklanmamız gerekse de büyük yapısal sorunlara eğilmekten vazgeçmek gelecekteki başka bir krizin daveti olabilir.
YOKSULLUKTAN KURTULAN O GÜNLERE DÖNMEMELİ
Yoksulluğun azaltılması Çin başta olmak üzere her hükümetin halkına verebileceği en büyük sözlerden birisidir. Xi’nin de vurguladığı üzere Çin’in bugün sadece insanları yoksulluktan kurtarması yetmez aynı zamanda yoksulluk sınırının üstüne çıkan insanların bir daha gelirlerinin azalmaması için de önlemler alması gerekmektedir. Zira iki milyon insanın tekrar yoksul hale gelebilir. Dolayısıyla atılacak yanlış adımlar yoksul insanların sayısındaki artış anlamına gelebilir ve bu noktadan sonra verilen sözleri yerine getirmemek seçenekler arasında bile yoktur.
Yoksulluğu ortadan kaldırmak Çin için devasa bir zafer olacaktır ve yeni tip koronavirüs Çin’in bu konudaki ilerleyişini engellememelidir.
GAMZE DÜRMEZ