Hayat ne garip değilmi?
Geriye dönüp baktığımızda, Ne güzel di eskiden yaşadıklarımız, ne güzeldi eskiden insan ilişkileri, ne güzeldi çocukluğumuz. Şimdiki zamanda ise o güzel şeyler den neredeyse hiç bir eser kalmadı. Yaşanılan bunca deneyimlerden ve korkulardan, kaygılardan, tasalardan sonra Hayat bizi yoğurdu her şeyiyle insanlarla aramıza mesafe koymak durumuna getirdi. Yeri geldi, çok üzüldük, kırıldık, ağladık, herkesi kendimiz gibi zannedip dertleştik, Dost bildik inandık, güvendik En çokta inceldiğimiz yerden koptuk. Aşırı fedakarlık yaptık verici olduk. Korkularımız, kaygılarımız oldu.
Hiç düşündünüz mü ?
Biz bunları neden yaşadık veya yaşıyoruz? Neden bu kadar fedakar olduk ve hala devam ediyoruz. ?Bütün bu soruların temelinde Aile’mizde yaşadığımız korku kaygı ve sevilmeme duygusu yatmaktadır. Çünkü, Çocukken hayatımızdaki önemli kişiler olan Aile’mizde ne söylerse söylensin her şeye inandık. Çünkü o zaman duygusal olarak Olgun değildik, çocuktuk.
Kendimize göre fikirlerimiz yoktu ve bize aile bireyleri tarafından ne söylendiyse sorgulamadan onlara inandık. Çocuk beynimizde doğru veya yanlış hayatımızın temelinde inançlarımız bu şekilde kuruldu. Eğer bize ailemiz tarafından Sen çok akıllı çok zeki ve değerli olduğumuzu, söyleseler veya hissettirmiş olsalar biz onlara İnanır ve kendi benliğimizi kendimiz oluşturma cesaretini bulabilir, Özgüven, özdeğer kaybı yaşamaz ve kime nasıl davranacağımızı insanları çok iyi seçmeyi çok iyi bilecektik.
Unutmayalım ki, Ailede ne yaşanırsa, Bunlar bizim beynimize adeta bir bilgisayar gibi işlenmektedir.
Eğer Biz güzelliklerle yetiştirildiysek, Etrafımıza mutlaka güzellikler sunacağız. Bu yüzden yetiştirilme tarzımız ne olursa olsun şu andaki Hayat kalitemiz sahip olduklarımızın çocukluk geçmişimizde fazla üzülmüş, cesaretini kaybetmiş, Aile’de şiddetli, sevgisizlik İnsanlara karşı inancımızı ve güvencemizi kaybettirmiştir ve böylece geleceği umutla bakamaz hale geldik.
Bazen ‘de bu sevgisizlikten dolayı yanımızda olan veya merhaba dediğimiz insanı dost bildik, çünkü Hep bir tarafımız eksikti. Belki bu eksik yanımızı tanımadığımız insanlarda olacağını düşünerek herkesi bizi sevecek diye dost bildik. Sevgi aradık huzur, mutluluk aradık. Bu yüzdende yanlış insanları baş tacı ettik.
İYİ niyetlerle çıktığımız dost bildiğimiz insanlarda hep aldandık. Boşuna denmemiş böyle sözler bir insana ederi kadar değer verin, dostunu İYİ günde değil kötü günde tanırsın. Yaşadıklarımız her ne olursa olsun bizi mutsuz ve umutsuz biri yapmasına ve herkesi yanımızda zannedip dost bilmemize sakın ola ki imkan vermeyelim.
Dostlarımızı iyi seçelim.
Onları İyi tanımadan her sırrımızı paylaşmayalım. Ateş ile su gibi olalım. Bazen de mesafe koyalım. Bu gün iyi, yarın kötü olacağını düşünerek hep iyilik yapan taraf sadece biz olmayalım. Dostlarımız az olsun ama candan olsun. Kötü gününde de dostlarınız yanınızda olsun.