SUÇ KANITLARINI YOK ETME, GİZLEME VEYA DEĞİŞTİRME SUÇU
Suç kanıtlarını yok etme, gizleme veya değiştirme; gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun kanıtlarının yok edilmesi, silinmesi, gizlenmesi, değiştirilmesi veya bozulmasıdır.
Bu suçun hukuksal konusunu, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasının ve ceza adaletinin gerçekleşmesinin sağlayacağı kamusal menfaat oluşturur. İşlenmiş olan bir suçla ilgili kanıt ve eserlerin yok edilmesi, değiştirilmesi veya gizlenmesi, maddi gerçeğin, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını ve sonuçta ceza adaletinin gerçekleşmesini engeller.
Bu suçun hukuksal konusunu, daha önce işlenmiş olan bir suçun kanıt ve eserleri oluşturmaktadır. Bir suçtan elde edilmiş olan eşyayı da suçun eser ve kanıtı olarak kabul etmek gerekir. Bu bakımdan söz konusu söz konusu suç, önceden işlenmiş bir suçun varlığını gerekli kılmaktadır.
Bu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Bu seçimlik hareketler, suçun kanıt ve eserlerinin yok edilmesi, silinmesi, gizlenmesi, değiştirilmesi veya bozulmasından ibarettir.
Suç işleyen kişiye araştırma, yakalanma, tutuklanma veya hükmün infazından kurtulması için olanak sağlanması, bu suçu değil, SUÇLUYU KAYIRMA suçunu oluşturur.
Bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli bir unsundur.
Suç kanıtlarını yok etme, gizleme veya değiştirme suçu, kasten işlenebilir. Ancak suçun oluşabilmesi için kast yeterli olmayıp, failin gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek amacıyla hareket etmesi gerekir.
İlişkin olduğu suç nedeniyle hüküm verilmeden önce gizlenen kanıtları mahkemeye teslim eden kişi hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanır ve bu suç nedeniyle verilecek cezanın beşte dördü indirilir.
Kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçla ilgili olarak kişiye bu suçtan dolayı ceza verilmez. Bu kişisel bir cezasızlık nedenidir.
Bu suçun soruşturma ve kovuşturması re’sen yapılır; şikayet aranmaz.
Adam Öldürmede Suç Delillerini Gizleme veya Yok Etme Suçu
Tek eylem nedeniyle iki ayrı suçtan dava açılıp her iki suçtan da ayrı ayrı hüküm kurularak beraat kararı verilemeyeceği hususu da dikkate alınarak; oluşa ve delillere göre, elde edilen delillerin adam öldürme suçundan hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmamakla beraber sanığın daha önce izinsiz taşıdığı 6136 sayılı Yasa kapsamına göre tabancasını ölene verdiği, bu tabancayla intihar eden ölenin yanına gittiğinde, kendi tabancasının kullanıldığını görmesi üzerine, öldürme fiilinin delili olan bu tabancayı olay yerinden alarak yok ettiği, böylece öldürme suçunun delillerini gizlemek ve yok etmek suçunu işlediği anlaşıldığı ve bu suçtan cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hem adam öldürme hem de suç delillerini gizlemek ve yok etmek suçundan beraatine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 1. CD – Karar: 2008/5944).
Suç delillerini yok etme, gizleme (saklama) veya değiştirme suçu; teknolojinin ve internet kullanımının gelişmesi, bilgisayar, cep telefonu, tablet vb. gibi araçların, whatssup, facebook, twitter, instagram vb. gibi programların da suç işlemede kullanılması nedeniyle artık dijital ortamda da yoğun bir şekilde işlenen bir suç tipi olduğundan iddia veya savunma hakkının bir avukat vasıtasıyla kullanılmasında yarar vardır.
Aracın Motor ve Şase Numarasını Değiştirerek Suç Delillerini Gizleme ve Hırsızlık
Araç motor ve şase numaralarının “…kamu kurum ve kuruluşlarınca veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca kullanılan mühürle…” oluşturulmuş onaylayıcı ya da belgeleyici işaretler olmadığı, bu bağlamda hırsızlık suçuna iştirak edilmemiş olmak koşuluyla çalınan aracın motor ve şase numaralarının değiştirilmesinin TCK’nın ve fıkralarında tanımlanan kanıtları değiştirme ve gizleme suçunu oluşturduğu, somut olayda ise sanığın işlediği hırsızlık suçunun kanıtlarını gizlemek amacıyla motor ve şase numaralarını değiştirmenin asıl hırsızlık suçu içinde eriyen eylem olduğu gözetilmeden TCK’nın tanımlanan mühürde sahtecilik suçundan ayrıca mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – Karar: 2010/17064).
Görevli Polis Memurunun Suç Delilini Yok Etmesi (Delil Karartma)
Polis memuru olan sanıkların, müşteki F…‘in şikayetçi olduğunu öğrendiklerinde, adli kolluk görev ve yetkilerine sahip oldukları halde, müştekiye “16 yaşındasın, git babanla konuş, sonra şikayetçi olursan ifadeni alırız” dedikleri, daha sonra müştekinin babası olan A…‘in karakola gelip, “Eğer kızımın kızlığı bozulduysa şikayetçiyim” demesine karşın, herhangi bir işlem yapmadıkları; ayrıca soruşturma aşamasında tanık olarak dinlenen B…‘ün beyanında, “Bir polis memurunun gelerek hakkında tecavüz suçlaması olduğunu söylemesi üzerine emniyete geldiğini, cep telefonunda kayıtlı olan müştekiye ait mesajları sanık İ…‘ın yüksek sesle okuduğunu, bunu karakolda bulunan beş polis memurunun da duyduğunu, sanığın daha sonra kendisinden bu mesajları silmesini istediğin” belirtmesi karşısında, eylemlerinin, TCK’nın 257/2 gereği görevi kötüye kullanma suçu ve 281. maddesi gereği suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, yazılı biçimde karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – Karar: 2013/1081).
Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunun Unsurları
5237 sayılı TCK’nın “Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” başlıklı 281. maddesinin 1. fıkrası ise; “Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçla ilgili olarak kişiye bu fıkra hükmüne göre ceza verilmez.” şeklinde düzenlenmiştir.
Madde ile daha önce işlenmiş olan bir suçun delil ve eserlerinin yok edilmesi, silinmesi, gizlenmesi, değiştirilmesi veya bozulması, işlenen suçtan bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır.
Bu suçun konusunu, daha önce işlenmiş olan bir suçun delil ve eserleri oluşturmaktadır. Bir suçtan elde edilmiş olan eşyayı da suçun eser ve delili olarak kabul etmek gerekir. Bu itibarla söz konusu suç, önceden işlenmiş bir suçun varlığını gerekli kılmaktadır.
Söz konusu suç seçimlik hareketli bir suçtur. Bu seçimlik hareketler, suçun delil ve eserlerinin yok edilmesi, gizlenmesi, değiştirilmesi veya bozulmasından ibarettir. Bu suçun oluşabilmesi için, failin gerçeğin meydana çıkarılmasını engellemek amacıyla hareket etmesi gerekir. Ancak fıkra metninde bir şahsi cezasızlık sebebine yer verilmiştir. Buna göre, kişiye kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçun delillerini yok etmesi, gizlemesi veya değiştirmesi dolayısıyla ayrıca ceza verilmez. Ancak kabul edilen bu şahsi cezasızlık sebebi sadece suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu ile sınırlı olup sanığın eyleminin ayrıca başka bir suç oluşturması durumunda, örneğin resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek, hırsızlık mala zarar verme; o suçtan dolayı cezalandırılabilmesi mümkündür (Ceza Genel Kurulu 2019/325 E. , 2021/590 K.).
Suç Delili Olan Esrarın Yok Edilmesi
Kolluk görevlileri arama yapmak üzere geldiğinde sanığın evde bulanan esrarı klozete ve mutfak eyvesine dökmek suretiyle gerçekleştirdiği eylemin TCK’nın 281. maddesinde düzenlenen “suç delillerini yok etme” suçu kapsamında kaldığı gözetilmeden sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 10. Ceza Dairesi- Karar: 2020/5746).
Kendisinin İşlediği Suçun Delilini Gizleme (Delili Karartma)
6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan hakkında mahkumiyet hükmü kurulan sanığın kendisine ait ruhsatsız silahı samanlığa saklamak suretiyle suç delilini yok etmeye yönelik eylemde bulunduğu anlaşılsa da TCK’nın 281. maddesindeki “kendi işlediği veya işlemesine iştirak ettiği suçla ilgili olarak bu fıkra hükmüne göre ceza verilmez” düzenlemesi karşısında; sanığın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması nedeniyle yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir (Yargıtay 12. CD – Karar: 2014/14984).
Yok Edilen Eşyanın Suç Delili Olması Şarttır
Sanığın, yakalanamaması nedeniyle dosyası tefrik edilen F. M. ile birlikte bulundukları dernekte yapılmak istenen aramayı engellemek amacıyla kapıyı açmama, bu sırada bilgisayara takılı veri depolama aracını çıkarıp içeriğine ulaşılmayacak şekilde bozarak dernek binasının karşısında bulunan binanın teras katına atma ve içerisinde bulunan verilere ulaşılmasına engel olma şeklinde kabul edilen eylemlerinin, yok edilmek istenen veri depolama aracının TCK’nın 281. maddesi anlamında bir suçun delillerini içerip içermediği hususunda her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, mevcut şüphenin sanıklar lehine değerlendirilmesi gerektiği de gözetilmeden beraatleri yerine yazılı gerekçe ile mahkumiyetlerine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 9. Ceza Dairesi – Karar: 2014/6210).