Çin Halk Cumhuriyeti’nde gayri safi milli hasıla ilk çeyrekte yüzde 6,4 artarak beklentilerin üzerine çıktı. Analistler, Çin stratejisinin özü olan ekonomik büyümenin istikrar kazandığına inanıyorlar. Amerika Birleşik Devletleri’nin geçen yıl Çin’e uyguladığı sert politikalar, Çin’in 1990’lardan bu yana yaşadığı en büyük dış etkiydi. Çin vatandaşları ve yerli firmalar ABD’nin uyguladığını gümrük tarifesi programından endişe duyarken, ulus adına kafaların karıştığı gözlemleniyor. Peki bu konuda reformlar gerçekleştiriliyor mu?

Çin toplumu 2018’den bu yana psikolojik olarak da büyüdü. Çin’de genç nesiller Çin ve ABD gibi büyük ülkeler arasında ciddi çatışmalara tanık olmadı. Sorunsuz ve gelişmekte olan bir ülkede savaşlardan ve ekonomik sıkıntılardan çok uzak bir yaşama sahipler. Çin-ABD ilişkilerinin çok iyi veya çok kötü olmayacağını düşünmelerini normal olarak değerlendirmek gerekir.

2018’de yaşanan tecrübeler, Çin Halk Cumhuriyeti’nin yükseldikçe yeni hedef haline geldiğini gösterdi.

Çin göründüğünden daha esnek bir yapıya sahip. Ülke gelişiminde gerçek bir ivme söz konusu. Yüksek sayıda iyi donanımlı öğrenciler yetiştirerek kademeli olarak endüstriyel kapasite oluşturuldu. Başka bir deyişle, Çin yüksek iç talep nedeniyle ilerleyişini sürdürürken bu ihtiyacı rahatlıkla karşılayabiliyor. Bu bağlamda, Çin’in gelişimi şişirilmiş bir balon olmadığı gibi dış etkiden kolayca etkilenmez.

İkincisi, Çin Halk Cumhuriyeti’nde devlet sistemi halkın temel çıkarlarına hizmet ediyor. Gerçek sorunlara dayalı politikaları ayarlama konusunda güçlü bir yeteneğe sahip. Belirgin devlet sistemleri, karar alma sürecini en aza indirerek politik açıdan hükümet ile halk arasındaki gerçekçi olmayan etkileşimleri ortadan kaldırıyor.

Üçüncüsü, Çin önemli ölçüde güç biriktirdi. Gelişmeye odaklanıldı. Temel çıkarlarımızı baltalayan herhangi bir kuvvet ileride dayanılmaz bir bedel ödeyecektir. Bazı hırslara sahip aşırılık yanlısı güçler uzun vadede destek bulamaz hale gelecek. Bu güçlerin getirdiği zorluklar ciddiye alınmalı, ancak korkulmamalıdır.

Son olarak, her ülkenin kendine özgü sorunları var. Tüm ülkeler arasında Çin Halk Cumhuriyeti, problem çözme verimliliğinde lider olmuştur. Ülkenin rekabet gücü ve halkın yaşam standartları da büyük ölçüde iyileşmiştir. 2018’den sonra, Çin’in ABD’ye karşı kendine olan güveni önemli ölçüde arttı.

Çin topraklarında, partiler ve hükümetin problemleri pratikte çözme konusundaki kararlılığı ve eylemleri kanıtlanmıştır. “İnsan merkezli politika” sadece bir slogan değil, gerçekte uygulanan öncü politikanın temeli olmuştur.

Yüzde 6,4’lük bir büyüme, Çin ekonomisi için tavan bir büyüme değil. Çin Halk Cumhuriyeti böyle bir oranı koruyarak bile, bir yılda dünyanın en büyük gerçek ekonomik büyümesini yaratabilir. Dünya aynı zamanda Çin’i yeniden tanıyor. Ülkenin güçlü, kararlı ve büyük zorluklarla başa çıkabilip inanılmaz başarılar kazanabildiğini izliyor. Diğer ülkeler asla Çin’i küçümsememeli ve zorlamamalıdır.

Haber Gamxe DÜRMEZ

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir