Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir, Ulusal Kanal Televizyonu Yeni Ufuklar programında Şule Perinçek’e yaptığı açıklamada Rize, Artvin, Trabzon, Giresun illerindeki çay hasadı, adana ve tarım bölgelerindeki soğan hasatlarında işçi bulamama sorularının nasıl aşılacağını, Türkiye genelinde tarımda yeniden üretir hale gelmek için yapılan çalışmaları anlattı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir dijital tarımın önemli ayrıntılarını ilk kez Ulusal Kanal’dan duyurdu. Bu modelde sözleşme var. Alıcının talebi kadar planlı bir üretim yapılacak, böylece ürün elde kalmayacak. Çiftçiye yüzde 80 faiz indirimli kredi sağlanacak.
Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir, Ulusal Kanal’da Şule Perinçek’in konuğu oldu. Hasdemir, çiftçilerin yüzünü güldüren dijital tarımın projesini anlattı: “Çiftçilerimiz dijital pazar yoluyla rahat bir pazar bulacak, esnafımız ise aradığı kalite ve standartlarda ürünleri sözleşmeli üretimle tedarik edecek.
Alanın ve satanın belli olduğu, fiyat ve kabul koşullarının baştan oluşturulduğu, hem üreteni hem alıcıyı koruyan bir alışveriş yöntemi. 81 ilin her ilçesinde güçlü bir teşkilat ağımız mevcut. Çiftçilerimizin yanında bir ziraat mühendisi, veteriner hekim danışmanı olacak. İlk yapacağımız iş ilgili taraflara bunu duyurmak. Sizin sayenizde buna başlamış olduk. Talep doğrultusunda çiftçi üretimi planlayacak. Ben altı ay sonra bu ürünü şu fiyattan almak istiyorum diyen alıcıya göre çiftçi bir üretim gerçekleştirecek. Çiftçi pazarlayacak kadar üretecek. Dolayısıyla verimliliğini arttıracak.
Ulusal Kanal Televizyonu Yeni Ufuklar programı yapımcı ve sunucusu Şule Perinçek; Sayın Mehmet Hasdemir, Dijital Tarım Pazarlaması nedir? Nasıl hayata geçecek?
Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir: 3’üncü Tarım Orman Şurası’nın sonuç bildirgesinde sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılması görevini aldık. Sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılması için böyle bir platform hazırladık. Dijital tarım pazarı tam bu süreçte tarım sektörünün tüm taraflarının ortak kararıyla ortaya çıktı. Bu platform gerçek hayata uygun bir biçimde oluşturuldu. Dijitalleşen dünyada çiftçilerimizi de korumayı hedefliyoruz. Çiftçilerimiz dijital pazar yoluyla rahat bir pazar bulacak, esnafımız ise aradığı kalite ve standartlarda ürünleri sözleşmeli üretimle tedarik edecek. Aslında dijital tarım pazarı bir sözleşmeli tarım portalı.
Sözleşmeli tarım nedir?
Mehmet Hasdemir: Alanın ve satanın belli olduğu fiyat ve kabul koşullarının baştan oluşturulduğu üreteni ve alım yapanı koruyan bir alışveriş yöntemi. Burada amaç hem çiftimizi, hem tüketicimizi korumak.
81 ilin her ilçesinde güçlü bir teşkilat ağımız mevcut. Biz bu süreçte çiftçimizin yanında olacağız. Hangi çiftçimiz bu platforma girecekse ona yardımcı olacağız. Yanında bir ziraat mühendisi, veteriner hekim danışmanı olacak. İlk yapacağımız iş ilgili taraflara bunu duyurmak. Sizin sayenizde buna başlamış olduk. Tüm illerde söz sizde platformları ile sektör toplantılarına başladık. Şunu da göz önüne almanız lazım; Halkımız teknolojiye çok çabuk uyum sağlıyor. Bu sayede gençlerimizi de bu alana çekmek istiyoruz. Basılı ve görsel hazırlıklarımız var. Endüstrileri ile, yaktıkları tanklar ile övünen ülkelerin market raflarında nasıl yetersiz kaldığını gördük. Ama Türk çiftçisi halkını ve milletini yalnız bırakmadı. Çiftçilerimiz üretmeye devam etti. Türk çiftçisi en zor zamanda üretime devam ediyor. Sağlık çalışanlarımız gibi onlarda bir alkışı hak ediyor.
Çiftçilerin bu teknolojik pazarı kullanmaları konusunda eğitim verilecek mi? Portalla ilgili bir sınırlama var mı?
Mehmet Hasdemir: “Tarım Bakanlığımızın eğitim dairesi bu konuda çok ciddi hazırlık çalışmaları yaptı. Çiftçilerimize her türlü basılı ve görsel materyallerle bu siteye nasıl girilecek, süreçleri nasıl yönetecek ve ürününü nasıl teslim edecek konularını anlatacağız. Her türlü eğitim, yayın ve danışmalık hizmetini biz bakanlık olarak üstleniyoruz.
Hiç bir kısıtlama yok. Ben üreticiyim diyen tarım bilgi sistemine kayıtlı herkes bunu kullanabilir. Alıcı da Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (MERSİS)’den veya esnaf bilgi sistemine kayıtlı olması ve Ticaret Bakanlığımız tarafından onaylanması durumunda alabiliyor. Alıcı ve üretici için iki tarafı da koruyan bir sözleşme var. Asgari şartlar tanımlanmış. Örnek bir sözleşme koyuyoruz. İki tarafta ek maddeler koyabiliyor. Hangi şartlarda ürün talep ediliyor hangi şartlarda satılıyor bunlar yazıyor. Tarafların hakları garanti altına alınıyor. Bakanlık olarak bir kere üreticimizin yanında olmamız lazım. Çiftçilerimiz korumamız lazım. Bunu yanında da sanayicimizin istediği miktarı ve ham maddeyi alması lazım. Oda yatırım yapıyor. Fabrikasını ona göre planlayacak. Üretim sitemini ona göre ayarlayacak. Çünkü üreticiden aldığı ürünü işleyip nihai pazarlara sunacak o da kendini garanti altına almak için bu ürünü, ben bir yıl sonra, altı ay sonra alacağım diye planlama yapması lazım. O nedenle hem alıcıyı hem üreticiyi bağlayan bir hukuk devreye giriyor. Her iki tarafında hakları korunuyor.
Bu sitem çiftçinin ürününün elinde kalmasını ve zarar etmesini önleyecek bir sistem mi?
Mehmet Hasdemir: “Tabi önleyecek, çünkü talep doğrultusunda çiftçi üretimi planlayacak. Ben altı ay sonra bu ürünü şu fiyattan almak istiyorum diyen alıcıya şimdiden kaynakları planlayarak çiftçi bir üretim gerçekleştirecek. Böylece aslında tarımda yaşadığımız sorununda çözümüne katkı sağlayacak. Çünkü çiftçi pazarlayacak kadar üretecek. Dünyada şu an en büyük sorun tarımsal ürünlerdeki kayıplar. Üretimden nihai noktaya giden kadar çok ciddi kayıplar yaşanıyor. Bu sistem o kayıpları ortadan kaldıracak çünkü çiftçi satabildiği kadar üretecek. Alıcı ben organik ürün istiyorum veya iyi tarım uygulamaları ürün istiyorum dediği zaman üretimin ona göre belirleyecek. Dolayısıyla verimliliğini arttıracak.”
Üretimin önünü açacak hamleler de yapılacak mı?
Mehmet Hasdemir: “Sektörümüzde doğru bilenen yanlışlar da var. Türkiye güçlü bir tarım ülkesi. Bugün ilkemiz GSMH’da Hollanda’nın, İspanya’nın, Fransa’nın, Almanya’nın önünde 148 milyar dolarla Avrupa’da 1., dünyada ise ilk 10’da. Tarımsal arazi alanında 17. sırada olmamıza rağmen ilk 10’dayız. Yani çiftçilerimizin bu başarıya ulaşmada büyük katkısı var. Türkiye dünyanın dört bir yanında 18 milyar doların üzerinde ihracat yapıyor. 5.3 milyon dolar ihracat fazlası veriyor. Türkiye ihracatçı bir ülke.
“Tarım kadınlarımızın omuzlarında yükseliyor. Onlar da ‘ürettiğimi daha yüksek fiyata nasıl pazarlarım’ diye bize soruyor. İşte buna yarayacak. Alıcı ve satıcı belli olacağı için kaynak verimliliği artacak. Tarımsal desteklerde sözleşmeli tarım yapan çiftçilere öncelik vereceğiz. Yüzde 80’e varan faiz indirimiyle tarımsal kredi almasını sağlayacağız. Yani Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden sözleşmeli tarım yaptıranlara 50 milyona kadar, yapanlara da 2.5 milyon liraya kadar indirimli tarımsal kredi sağlayarak sistemin cazip hale gelmesini sağlayacağız.”
Mera alanları daralacak mı?
Mehmet Hasdemir: “Meralar anayasa ile güvence altında alınmıştır. Hazine arazisi değildir. Söz konusu kararla meralar etkilenmeyecek. Amacımız ekilmemiş tarımsal arazi bırakmamak. Mera köylünün çiftçinin hayvanlarını otlatmaları için ortak kullanımına tahsis edilmiş alanlardır. Amaç ekilmemiş bir avuç tarım toprağı bile bırakmamak. Biz boş kalan tarım arazisini nasıl üretime kazandırırız bunun planlamasını yapıyoruz. Bu süreçte özellikle yazlık ekime uygun, bir ay içerisinde ekilebilecek, ülkemiz için kritik öneme sahip ürünler varsa biz de bu bitkisel ürünü geliştirme projesi çerçevesinde örnek ek işler yapalım. Bu topraklar boş durmadığında ekildiğinde ekonomiye kazandırıyor, üzerinde ürünler yetiştirilebiliyor. Bundan elde edilen ekonomik katma değeri de ortaya koyarak çiftçilerimizi cesaretlendirmek istiyoruz.
Ekilecek ürünle ilgili yönlendirme ve planlama olacak mı?
Mehmet Hasdemir: “Sonuçta toprak, güneş, su kıt kaynaklar. Bunları doğru değerlendirecek planlı bir tarım yönetiyoruz. Koronavirüs ilk çıktığında rafları nasıl boş bırakmayız diyerek bununla ilgili bir araya geldik ve hazırlık yaptık. O yüzden Türkiye’de hiçbir gıdaya erişimde sıkıntılar yaşanmadı. Ama ikinci ülkemizde stratejik öneme sahip hububat gibi, baklagil gibi, yağlı tohumlar gibi önemli bitkileri tahsis etmek zorundayız. Hemen Koronavirüs öncesinde stok analizi yaptık. Güçlü yönlerimizi, fırsatları ve tehditleri ele alarak tarımsal üretimdeki bu süreci nasıl yönetiriz diyerek tüm teşkilatımızla çalıştık. Üretimde bu dönemde bizim için şöyle bir fırsat oluştu. Kışlık ekimlerde sonbaharda büyük bir çoğunlukla ekimi tamamlamıştık. Dolayısıyla ekimi yapmıştık, böyle bir güçlü yanımız vardı. Bu ortaya çıktığın yazlık ekimlerle üretimi daha da nasıl artırırız dedik ve boş arazilerimizi ilave yazlık ekim programı başlattık.”
Çay hasadı ile ilgili bir yardım olacak mı?
Mehmet Hasdemir: “Bakanlığımız ve ÇAYKUR Genel Müdürlüğümüz çay üretiminin olduğu Rize, Trabzon, Giresun, Ordu Valiliklerimiz bu süreçte etkin bir şekilde hazırlığını yapıyor. Çayların tamamının ilk hasatta 15 Mayıs’ta başlayacak. Planlamalarımızı yaptık. Şundan emin olabilirsiniz bu süreçte çiftçimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, resmi kurumlarımız ve tüm kamu kurumlarımız el birliği ile çay hasadını inşallah sorunsuz bir şekilde atlayacak. Çaydan önce Adana’da soğan hasadı başladı. Mevsimlik işçilerimiz Urfa’dan Adıyaman’dan gelerek pandemi kurullarının kararları doğrultusunda izinlerini alıyor. Alıcı iller bu işçiye ihtiyacım var diyor. Gönderen iller de ilgili muayenelerini yapıyor ve her şeyden önemlisi gittikleri yerde uygun koşullarda konaklayacakları alanlar oluşturuluyor. Tarımsal üretimde çiftçilerimizin moralini yüksek tutmamız lazım. Çeşitli söylentilerin moralimizi bozmaması lazım.”