Biz bir duyguyu yaşarız ve sanırız ki başka kimse onu yaşamaz. Oysa ki duygular yağmur gibi, kar gibi hepimizin üzerine yağar. Rüzgâr olur hepimize dokunur, tohum gibi hepimizin üzerine serpilir.
Misal her birimiz farklı sever, farklı öfkelenir, farklı ağlar, farklı güleriz. Acıyı, korkuyu, endişeyi, pişmanlığı farklı yaşarız. Ama sevmenin, öfkenin, nefretin, ağlamanın, gülmenin, pişmanlığın, endişenin korkunun, acının kısaca duyguların tanımı değişmez.
Farklı şeyler umut ederiz. Farklı şeyler hayal ederiz. Farklı düşünürüz. Bu biz insanoğlunun rengidir aslında. Umut, hayal, düşünme gibi yeteneklerimiz hepimizde farklı tezahür etse bile temelde aynıdır.
İnsan hep iyiyi ve güzeli ister ama isteyiş şekilleri ve arzularının, tutkularının şiddeti farklıdır. Ama dikkat ederseniz istekler temelde hep aynıdır. İnsan kendisi için hep güzeli ister. Her insanın isteği aynı olduğu halde kötülük, ölüm, savaş, acı hiç bitmez. Nedeni ise kendi için istediklerini başkası için aynı tutku derecesiyle istememesidir. Hatta insan kimi zaman kendisine güzel ve iyi üretebilmek için başkalarına acı ve zulüm üretmekten çekinmez.
Yazan ;Mülkiye TEKİN