Bu yazıyı yazmak istemedim, uzun uzun düşündüm. Yazıp yazmamak arasında gidip geldim.
Ama yapılan o kadar çok zoruma gitti ki en sonun da yazmaya karar verdim.
Geçtiğimiz günlerde (18 Eylül 2022) Gaziler Günü için yapılan etkinlik tam anlamıyla hüsran oldu.
Normalde 19 Eylülde yapılacak olan etkinlik bir gün önceye alındı.
Adana Büyükşehir Belediyesinin tahsis ettiği tiyatro salonunda yapılan etkinlik için organizatör Fatoş Balta’nın öncülüğünde, Mersin’den Adana’ya kendi imkanlarıyla ve ekipmanlarıyla gelen Mersin Turnalar THM Korosu Şef Ahmet Özer yönetiminde muhteşem bir konser verdi.
Bu anlamlı günde olması gereken görüntü maalesef ortaya çıkmadı.
TÜRKİYE HARP MALULÜ GAZİLER ŞEHİT DUL VE YETİMLER DERNEĞİ ADANA ŞUBE BAŞKANI Mehmet Ali Bakır’ın 100 adet davetiye dağıttığını, hele bu davetiyelerin Adana bürokratlarına ve yerel yöneticiler verildiğini öğrendiğim zaman şaşkınkığımı gizleyemedim.
İşin ilginç tarafı bu derneğin üyeleri, kendileri için çok büyük anlamlar taşıyan bu günü unutmuş olamazlar diye aklımdan geçti.
Yaklaşık otuz kişilik bir grup hiç bir menfaat gözetmeden Mersinden akşamın bir vakti bu etkinliğe katılırken günün sahibi olanlar ortada yok.
Daha üzücü olanı, hdi diyelim ki bürokratların ve yerel yöneticilerin ayrı ayrı yerde proğramları var. Bu kurumları temsil edecek hiç mi bir yardımcı, müdür, daire başkanı yok.
Biz ne ara bukadar duyarsızlaştı. Değerlerimizi ne ara kaybettik.
Bu arada Adana Siyasetinden Gelecek Partisi Genel Merkez ve Adana Teşkilatını temsilen, Çukurova İlçe Başkanı olarak bu etkinliğe sadece benim katılmam guru verici olurken, bu önemli güne gösterilen ilgisizlik de bir o kadar üzücü oldu…
Bu yazımı İstiklal Marşımızın Şu dizeleriyle bitirmek istedim.
Bastığın yerleri ‘toprak!’ diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
TÜRKİYE HARP MALULÜ GAZİLER ŞEHİT DUL VE YETİMLER DERNEĞİ ADANA ŞUBE BAŞKANI Mehmet Ali Bakır’ın 100 adet davetiye dağıttığını, hele bu davetiyelerin Adana bürokratlarına ve yerel yöneticiler verildiğini öğrendiğim zaman şaşkınkığımı gizleyemedim.
İşin ilginç tarafı bu derneğin üyeleri, kendileri için çok büyük anlamlar taşıyan bu günü unutmuş olamazlar diye aklımdan geçti.
Yaklaşık otuz kişilik bir grup hiç bir menfaat gözetmeden Mersinden akşamın bir vakti bu etkinliğe katılırken günün sahibi olanlar ortada yok.
Daha üzücü olanı, hdi diyelim ki bürokratların ve yerel yöneticilerin ayrı ayrı yerde proğramları var. Bu kurumları temsil edecek hiç mi bir yardımcı, müdür, daire başkanı yok.
Biz ne ara bukadar duyarsızlaştı. Değerlerimizi ne ara kaybettik.
Bu arada Adana Siyasetinden Gelecek Partisi Genel Merkez ve Adana Teşkilatını temsilen, Çukurova İlçe Başkanı olarak bu etkinliğe sadece benim katılmam guru verici olurken, bu önemli güne gösterilen ilgisizlik de bir o kadar üzücü oldu…
Bu yazımı İstiklal Marşımızın Şu dizeleriyle bitirmek istedim.
Bastığın yerleri ‘toprak!’ diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
TÜRKİYE HARP MALULÜ GAZİLER ŞEHİT DUL VE YETİMLER DERNEĞİ ADANA ŞUBE BAŞKANI Mehmet Ali Bakır’ın 100 adet davetiye dağıttığını, hele bu davetiyelerin Adana bürokratlarına ve yerel yöneticiler verildiğini öğrendiğim zaman şaşkınkığımı gizleyemedim.
İşin ilginç tarafı bu derneğin üyeleri, kendileri için çok büyük anlamlar taşıyan bu günü unutmuş olamazlar diye aklımdan geçti.
Yaklaşık otuz kişilik bir grup hiç bir menfaat gözetmeden Mersinden akşamın bir vakti bu etkinliğe katılırken günün sahibi olanlar ortada yok.
Daha üzücü olanı, hdi diyelim ki bürokratların ve yerel yöneticilerin ayrı ayrı yerde proğramları var. Bu kurumları temsil edecek hiç mi bir yardımcı, müdür, daire başkanı yok.
Biz ne ara bukadar duyarsızlaştı. Değerlerimizi ne ara kaybettik.
Bu arada Adana Siyasetinden Gelecek Partisi Genel Merkez ve Adana Teşkilatını temsilen, Çukurova İlçe Başkanı olarak bu etkinliğe sadece benim katılmam guru verici olurken, bu önemli güne gösterilen ilgisizlik de bir o kadar üzücü oldu…
Bu yazımı İstiklal Marşımızın Şu dizeleriyle bitirmek istedim.
Bastığın yerleri ‘toprak!’ diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.