Bazen kalp, bir yol ayrımında durur. İki farklı patika, iki farklı gökyüzü, iki farklı şarkı çağırır onu. Aynı anda iki kişiye aşık olmak, bir bahçede iki farklı çiçeği sevmeye benzer; biri sabahın serinliğinde açar, diğeri geceye saklar kokusunu. Ama hangisini koparıp göğsüne takarsın? Hangisi seninle sonsuza dek solmaz?
İlk aşk, tanıdık bir liman gibidir. Yıllarını bildiğin, kokusunu ezberlediğin, dalgalarında huzur bulduğun bir yer. Ama bir gün, ufukta başka bir yelken belirir. İkinci kişi, beklenmedik bir fırtına gibi gelir; kalbinin unuttuğu bir ritmi hatırlatır, içinde uyuyan bir ateşi uyandırır. Ve işte o an, kalbin kendi kendine sorar: “Bu kadar çok sevseydim, ikinci bir şarkıya kulak verir miydim?”
Belki de mesele, kimi daha çok sevdiğin değil, kiminle daha çok kendin olduğundur. İlk aşk, geçmişin sıcak anılarına sarılır; ikinci aşk, henüz yazılmamış hayallere dokunur. Ama aşk, bir seçimdir. İkisini birden kucaklamaya çalışmak, iki nehri aynı yatakta buluşturmaya benzer; taşar, dağılır, kimseyi doyurmaz.
O yüzden, derin bir nefes al ve dinle. Kalbin hangi patikada daha özgür yürüyor? Hangi gözlerde kendini daha çok buluyorsun? İkinciyi seçmek, belki de ilkinin eksik bıraktığı bir parçayı tamamlamaktır. Ama unutma, seçim yaparken kendine dürüst ol. Çünkü aşk, sadece kalbin değil, ruhun da aynasıdır.
Ve eğer bir gün, iki yol arasında kalırsan, şunu hatırla: Gerçek aşk, seni kendine âşık eder. Öyle bir aşk seç ki, onunla her sabah yeniden doğasın.
1
Davranışlar Yalan Söylemez: Gerçek Hislerin Sessiz Dili
2720 kez okundu
2
Ad ve Soyad Değişikliği Davası Kaç Kere Açılabilir ?
1993 kez okundu
3
Diyarbakır İnsanı
1967 kez okundu
4
Yeni Bir Sabah, Yeni Bir Dönem: Halkın İradesi Kazandı
1964 kez okundu
5
Gazetecilikte Bir Usta: Enver Güler Hocaya Vefa Dolu Satırlar
1874 kez okundu